Kan Grupları ve Kan Alışverişi
Gün içerisinde bazen radyodan kan arandığına
ilişkin çağrı yapıldığını işitirsiniz: “Acil bir hasta için A Rh- (negatif)
kana ihtiyaç vardır. Kan vermek isteyenlerin...” Bu çağrının nedeni trafik
kazası sonucu yaralanan ağır kanamalı bir hasta olabilir. Kan kaybı kişinin
yaşamsal fonksiyonlarını etkileyeceği için kaybedilen kanın tekrar geri
sağlanması hastaya yalnızca kendi kan grubundan kan verilmesiyle mümkün olur.
Kan grubu ne demektir ve kaç çeşittir? Kan
doku, tüm insanlarda aynı görevi yerine getirmekle birlikte kan hücrelerinin
tümü aynı özellikleri taşımaz. Alyuvar hücrelerinde bulunan bazı özel protein
ve karbonhidrat yapısındaki maddeler insanlarda farklı kan gruplarını
oluşturur.
Kan grupları ilk kez 1901 yılında AvusturyalI
Dr. Kari Landsteiner (Kari Lendştaynır) tarafından tanımlanmıştır. Bu
tanımlamaya göre insanlarda görülen kan grupları A, B, O ve AB olmak üzere dört
çeşittir. Bu grupların yanında insanların % 85’inin kanında bulunan ve kısaca
Rh olarak adlandırılan bir faktör de önemlidir.
Alyuvarlarında Rh faktörü bulunan kişiler Rh + (pozitif), alyuvarlarında Rh faktörü bulunmayan kişiler Rh - (negatif) kan grubuna sahiptir. Bu durumda kan grupları belirlenirken Rh faktörü de dikkate alındığında insanlarda sekiz farklı kan grubu görülür.
Kan
alışverişlerinde, kanı veren kişi verici, kan nakledilen kişi alıcı konumdadır.
Alıcı ile verici kişilerin kan grupları aynı olmalıdır. Örneğin AB Rh+ kan
grubuna sahip bir kişiye kendi grubundan yani AB Rh+ kan verilmelidir. Bu
kişiye farklı gruptan kan verilmesi durumunda alyuvar hücreleri birbirine
yapışarak çökelir ve damarları tıkayarak ölüme neden olur.
Kan Bağışı Neden Önemli?
Günümüzde kan doku, yapay olarak üretilememektedir. Lösemi, hemofili, talasemi gibi hastalıkların tedavisinde ya da ağır kanamalarda kan ve kan ürünlerine (yalnızca alyuvar, plazma ya da kan pulcukları) ihtiyaç duyulur. Bu ihtiyacın karşılanması ancak gönüllü bağışçılar sayesinde olur.
Kan bağışında bulunmak toplumu oluşturan bireyler
arasında yardımlaşma, paylaşma, birlikte mutlu olma gibi insani duyguların
pekişmesine katkıda bulunur. Bu yönüyle kan bağışı hem bireyler hem toplum
açısından birleştirici ve dayanışmayı artırıcı bir eylemdir.
Ülkemizde, kan ve kan ürünleriyle ilgili
hizmetler Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülür. Yasal düzenlemelere göre kan
bağışçısı olacak kişinin 18-65 yaşları arasında, 50 kg’ın üzerinde ve sağlıklı
olması gerekir. Kan bağışı öncesinde yapılacak sağlık muayenesi sonucu kişinin
kan vermeye uygun olup olmadığı tespit edilir.